Etiketler

Tespit (17) Kadın (6) Komik (6) Anı (5) Ekonomi (5) Spor (5) Kitap (4) Magazin (4) Sinema (3) Çocuk (3) Hayvan (2) Teknoloji (2) Yemek (2) Mağaza (1) Otomobil (1) Sağlık (1) Tarih (1) Toplum (1) İnternet (1) İstanbul (1) Şiir (1)

Uzun Saçlı Erkek


Shoot 'em up filminde, 40 yaş üstü, bıyıklı ve at kuyruğu saçlı modelinden bahsedilen erkek.
Şöyle David Seaman gibi bir tipti.

Clive Owen, bu ponytail men bir karakteri öldürmeden önce (filmde 500 kişi falan öldürüyor) şu ifadeyi kullanmıştır:
00:03:20,660 --> 00:03:21,970
neyden nefret ederim biliyor musun?

00:03:22,770 --> 00:03:26,080
saçını at kuyruğu yapan gerizekalılardan

00:03:27,680 --> 00:03:31,490
at kuyruğu seni ne seksi,ne genç, ne de havalı göstermez
Not: Steven Seagal ve Barış Manço hariç. Ailecek hastasıyız.

Paulownia

ege ordu komutanı çin ziyareti sırasında görüyor, "bunu bizim kışlalara ekelim" diyor. bu rivayet kısmı.
başında bir çavuş görevli idi. ona zimmetli idi. her ay düzenli olarak bize boyu ve yaprak boyunu bildirirdi. biz de alay komutanlığına "paulownia bakım çizelgesi" yazardık. bu da hatıra kısmı.
sonuç olarak 'ağaç'.

Türk Telekom

İnternet hızınız düşük ise; mesela 1 mbit aldınız ama bu hıza erişemiyorsanız...

Türk Telekom ADSL Destek Hattı'ndan arıza bildirimine bulunup Türk Telekom Bölge Müdürlüğü ile konuşmanız lazım.
ben de yaşadım aynı sorunu, her seferinde aradım.
- önce telefon bağlandı ama internet yoktu
- sonra aradım geldiler internet geldi telefon gitti
- sonra aradım ikisi de geldi ama internet hızı çok düşüktü
- sonra aradım internet geldi, telefonu komşunun telefonuna bağladılar, evi arayınca komşu açıyordu. hatta komşudaki bir bayana "bebeğim" dedim.
- en son yalvardım, yakardım türk telekomdaki görevliye, bir kişi daha gönderdiler, işinin ehli imiş, hem telefon geldi, hem internet süper, hatta 8 mbit'e bile çıkıyorum.
çağrı hattından arıza kaydı yaptırıp türk telekom ile mutlaka görüşün, hatlarınızı yenilesinler, başka yolu yok.

Luis Suarez

2 temmuz 2010 Uruguay Gana Maçı'nda kaleye giden topu elle çıkartan futbolcu. Oyun içinde yapılabilecek ve 'hem penaltı hem de kırmızı kart' olarak değerlendirilecek hareketi yapmış futbolcudur. 120. dakikada takımın bir kişi eksik kalması pek bir dezavantaj değildir ama 120. dakikada penaltıya yol açmak ciddi bir 'risk'tir. Hatta riskin kralıdır. Aslında ortasahada kırmızı kart gören tsl futbolcularına da örnektir. Göreceksen böyle göreceksin. (Yani bir işe yarama ihtimali olacak) çünkü o dakikada kaybedeceğin bir şey yok. % 100 golü % 50 gol riskine çeviriyorsun.

Fakat maçı İlker Yasin anlatsa idi, malum pozisyon sırasında kesin 'hem penaltı hem gol' derdi. Ben de gene mal mal ekrana bakardım.
Bu arada teknik bilgi verelim:
fauller ve fena hareketler aşağıdaki şekillerde cezalandırılır:

== `direkt serbest vuruş` ==
bir oyuncunun aşağıdaki yedi ihlalden birini hakemin kanaatince dikkatsiz, kontrolsüz veya
aşırı güç kullanarak yapması durumunda rakip takım lehine bir direkt serbest vuruş verilir:
- rakibe tekme atarsa veya tekme atmaya teşebbüs ederse,
- rakibi çelmelerse veya çelmelemeye teşebbüs ederse,
- rakibin üzerine sıçrarsa,
- rakibe şarj yaparsa,
- rakibe vurursa veya vurmaya teşebbüs ederse,
- rakibini iterse,
- rakibe ayakla müdahale (tackle) ederse.
ayrıca, oyuncunun aşağıdaki üç ihlalden birini yapması halinde rakip takım lehine bir direkt serbest vuruş verilir:
- rakibini tutarsa,
- rakibine tükürürse,
- bilerek topa elle müdahalede bulunursa (kendi ceza alanındaki kaleci hariç).
direkt serbest vuruş ihlalin olduğu yerden yapılır (bakınız kural 13 – serbest vuruş pozisyonu).

== `penaltı vuruşu` ==
eğer yukarıda belirtilen on ihlalden birisi bir oyuncu tarafından kendi ceza alanı içinde yapılırsa, topun oyunda olması koşuluyla, topun pozisyonuna bakılmaksızın bir penaltı vuruşu verilir.

== `ihraç verilecek haller` ==
eğer bir oyuncu, yedek bir oyuncu ya da değiştirilmiş bir oyuncu aşağıdaki yedi ihlalden birini yaparsa kırmızı kart gösterilip oyundan ihraç edilir:
- ciddi faullü oyundan suçlu ise,
- şiddetli hareketten suçlu ise,
- rakibe veya bir başkasına tükürürse,
- topla bilerek elle oynayıp rakip takımın bariz golünü veya gol atma şansını önlerse (kendi ceza alanındaki kaleci hariç),
- kaleye doğru ilerleyen rakibin bariz gol atma şansını serbest vuruş veya penaltı vuruşu gerektiren bir ihlal ile önlerse,
- saldırgan, hakaret edici veya küfürlü bir şekilde konuşursa ve / veya baş ve el kol hareketleri yaparsa,
- aynı maçta ikinci bir ihtar alırsa.
ihraç edilen oyuncu, yedek oyuncu ya da yedek oyuncu ile değiştirilen oyuncu oyun alanının çevresini ve teknik alanı terk etmelidir.

Daniel Gonzalez Güiza

Milliyet Gazetesi'nin kendisi hakkında "kılı döndü" diye amiyane bir tabir kullandığı futbolcu. Lan olm, daily bilmem ne gazetesini geçtiniz, bu kadar da bulvar gazetesi olmayın lan.

== Guiza'dan Akıl Almaz Bahane ==

"Guiza'nın kılı döndü. İspanyol ne sağlık ne de laktat testine girdi, idmanlara ‘topuğum ağrıyor’ dedi çıkmadı. yani yeni bir daum vakası kapıda...

Vatan'dan Ali Can'ın haberine göre yeni sezon hazırlıklarına istanbul’da devam eden f.bahçe’de futbolcular dün cybex (kuvvet) testinden geçerken gözler yine daniel güiza’yı aradı.. geçen sezon son anda kaçan şampiyonluğa bir fatura kesilse en yüklü hesabı ödemesi gereken ispanyol golcü, sarı-lacivertliler için yeni bir daum vakası haline gelmek üzere..

Sezon açılışının yapıldğı 28 haziran günü, yönetiminin uçak biletini bile yollamasına rağmen istanbul’a gelmeyen, ikinci gün ise yapılan sağlık kontrollerine geç katılıp, kontrole girmeyen güiza, 2 gündür de idmanlardan kaçıyor.. ‘topuğum ağrıyor‘ gibi garip bir bahane üreten ve tedavi bile olmayan güiza, gitmek için resmen ‘açık’ oynuyor.. çünkü ispanyol laktat testine bile girmemişti.. yönetim ise şu an sakin. fakat kesinlikle oyuncuya karşı geri adım atmayacak.istedikleri bonservis bedeli olan 7 milyon euro getirilmezse, güiza satılmayacak ve yedek kalacak. "

Renault Clio HB 1.2 Expression

2009 modelini ötv indirimi zamanında aldım. 1.2 expression hb.
ilk otomobilim. şoförlüğümü de bu arabada geliştirmeye çalışıyorum.
şu ana kadar 14 ayda 12.000 km oldu. genelde istanbul şehiriçi kullanım. ek olarak iki ankara, bir yalova bir de bursa seyahati.

== `eksileri` ==
- 1.2 motor özellikle uzun yolda yokuşlarda, araçta birden fazla kişi var ise tıkanıp kalıyor. ankara dönüşü otobanda 80'e kadar düştüğümü biliyorum. şehir içinde yokuşlar pek sorun olmuyor.
- yan çıtalar görüşü engelliyor. özellikle sol çaprazınızı göremediğiniz zamanlar olabiliyor.
- motor hacmi küçük olduğu için motor sesi rahatsız edici olabiliyor. özellikle camları açtığınız yaz aylarında. bastırmak için müzik sesini yükseltmek lazım.
- 100 km üzerinde, ayağınızı gazdan çektiğinizde, yanınızdan geçen araçlardan az da olsa etkilenebiliyor. çok hafif olmakla birlikte bir tepki veriyor. gaza basmaya devam ettiğinizde sorun yok, yanınızdan geçen otobüs bile olsa aynı çizgiyi devam ettirebiliyor.
- uludağ'a çıkarken araçta iki kişi idik ve performansı düşük geldi. daha seri olabilirdi.
- süspansiyonları sert. yolu hissediyorsunuz.
- kış tecrübem çok olmadı. istanbul kışında idare etti. kar-buz-kaya-çakılda ne olur bilemem.

== `artıları` ==
- 14 ayda 12.000 km boyunca hiç bir sorun çıkartmadı. aracın yeni olduğunu da dikkate almak lazım doğru ama her an aşağıda "hadi beni ankara'ya götür" diye bekledi.
- yıllık bakımı 200 lira civarında tuttu.
- düz yolda gaza çok yüklenmeden 130 km hıza çıkabiliyor. gaza iyi yüklendiğinizde 150 ye çıkıyor. aracın maksimum hızı olan 160 km hıza çıkabilmek için yolun aşağı yönde hafif meyilli olması gerekiyor. böyle yollarda çok rahat 160-170km hıza çıkabiliyor. hele ki aşağı yönde çok meyilli bir yolda iseniz 195 km hıza kadar çıkabiliyor. (bunu bir kez denedim, bir daha denemeyi düşünmüyorum.) aracı hızlı kullanmak istiyorsanız 130 km hız ile bu aracı kullanabilirsiniz. 110 km hız ile fazla yorulmadan rahat yolculuk edebilirsiniz.
- çok iyi bir şoför olmadığım için vites aralıkları ile ilgili ya da vites performansı ile ilgili bir şeyler yazamayacağım. sık aralıklarla vites değiştirmek gerekiyor ama ben memnunum. rahat kullanıyorum.
- abs sistemi 3-4 kez devreye girdi. hepsinde de başarılı bir şekilde kaza yapmamı önledi.
- 4 kişi için içi çok dar değil, bu konuda şikayetimiz yok. 5 kişi olmuyor.
- 1.2 motoru tam bir şehir içi aracı. ayrıca eşim de çok rahatlıkla kullanıyor.
- şehir içi 100km de 7, şehirlerarası yolda 4,5 ortalamam var. (tabi ilk 3.000 km deki tüketim hariç)
- ikinci el sitelerde, ötv indirimi zamanı alamadığım ford fiesta'yı sıkça görüyorum ama benim araçtan tek tük görebiliyorum. ayrıca yeni fiesta'sı olan bir arkadaşım "keşke seninkinden alsaydım" dedi, bir de sürekli "kaça satarsın" diye soruluyor, bu hoşuma gidiyor nedense. gideri var.
- mp3 çalabilen müzik sistemi umduğum gibi.
- kontağı kapattıktan sonra şoför kapısı açıldığında farları söndürmesi hoşuma gidiyor (eskiden babamın arabasında hep farları açık unuturdum da)
- hem yan aynaların hem de dikiz aynasının yeri ve görüş alanı iyi
- klima öndeki iki kişi için yeterli, arkadakileri de serinletmek için kademeyi 3'e getirmek gerekiyor. genelde iki kişi olduğumuz için pek sorun olmuyor.
- yan sanayisi çok ucuz. hiç bir parçasını değiştirmedim ama özellikle istanbul aksaray'da parça fiyatları inanılmaz ucuz.
- kolay park ediliyor, her yere sığıyor, her yerden de geçiyor, özellikle istanbul ara sokaklarında taksiciler gibi yanınızdan geçebilirim. (öküz gibi)

sözün kısası, 1.2 motor versiyonu şehir içi için ideal bir araç. değiştirmeyi ya da satmayı düşünmüyorum. genelde şehir içinde kısa mesafeler için kullanıyorum, ihtiyaçlarımı % 100 karşılıyor. aldığıma memnunum be sözlük.

Christoph Daum

- Govir misen ağam?
- Govmiyrem ula gov-miy-reeem!

Son günlerde yaşananlar sonucu, Kibar Feyzo filmindeki Faşo Ağa, Ağaya Beleş, EKK (Evde Kalmış Kızlar), havuzda yüzen ağanın kafasına işemek gibi sahneleri gözümüzün önüne getiren teknik direktör.

Amerika'da Öğrenci Olmak

bu ülkede türkiye'den gelen öğrencilerin eğlence amaçlı yapabileceği bir eylem vardır.
markete gidip küsuratlı alışveriş yapın. mesela 2 dolar 5 cent.
sonra türkiye'de alıştığınız yöntemle 8 dolar para üstü almak için 10 dolar 5 cent verin.
sonra kenara çekilip suratlarındaki ifadeye bakın,
"10 dolar yeterli neden 5 sent verdiniz?" veya
"double check" demelerinin arkasından kıs kıs gülün.
bizim gibi 7 lira marlboro alırken 12 lira vermezler, bunun mantığını da anlayamazlar...
bir arkadaşımın tespitidir

Kelebeklerin İstanbul'u Basması

  • Bir an Mauricio Babilonia olduğumu sandım. Hani şu Yüzyıllık Yalnızlık'ta kafasının etrafında sarı kelebekler dolaşan abi.
  • Sonra güzel bir bayanın da etrafını sardıklarını görünce "kelebekler çiçekleri sarmış" diye düşündüm. ama bir şey diyemedim.
  • En son bizim sikkafalı elemanın kafasının etrafında da görünce "hah! kelebek konacağı yeri buldu" dedim.
Mauricio Babilonia: Yüzyıllık Yalnızlık romanında etrafında sürekli sarı kelebekler dolaşan karakter (bence yıkanmıyordur)
Neyse, bu şimdi Meme'ye (Renata Remedios) aşık. Kızın dibinden ayrılmıyor. Bi gün damdan kızı dujda izlerken Fernanda del Carpio onu tavuk hırsızı diye vurur. Ölmez ama felç olur. Meme'de onu unutamaz. Yazık.

Renata Remedios (Meme): Yüzyıllık Yalnızlık romanı karakteri. Fernanda del Carpio ile Aureliano Segundo'nun güzel kızı. 4.nesil. Meme diye de geçer.

"...Meme kıza elini verdi ve peşinden gitti. Fernanda onu son kez, rahibe adayına ayak uydurmaya çalışırken gördü. Sonra manastırın iç avlusuna açılan demir kapı üzerine kapandı. Meme hala Mauricio Babilonia'yı, makine yağı kokusunu ve başının üzerindeki sarı kelebeklerden oluşan haleyi düşünüyordu. Çok uzun yıllar sonra, Krakow'un kasvetli bir hastanesinde, adı değişmiş, saçları kazınmış ve tek sözcük konuşmamış olarak bir sonbahar günü ölünceye dek hep Mauricio Babilonia'yı düşünecekti."
Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez